Niye sordin punu paa
Karadenizli Temel ile Adanalı Birol birlikte tatile çıkarlar. Fethiye’de, Kelebekler Vadisi’nde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip, sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra, Birol uyanır ve Temel’i de dürtükleyip uyandırır. Temel uyku sersemidir:
- “Ne oldi? Ne istisun?”
- “Temelciğim. Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.”
Temel gökyüzüne bakar ve yanıtlar:
- “Ha punun içun mi uyandurdun peni?. Paktum işte. Milyonlarca yilduz körirum… İşil işil parliyan milyonlarca yilduz…”
Birol tekrar sorar:
- “Peki, bu sana neyi gösteriyor?”
Artık iyice uykusu kaçan Temel, biraz düşünür ve düşünürler gibi yanıt verir:
- “Teolojik olarak Allah’un kudretini ve kendu acizluğumuzi körirum. Felsefi olarak, evrenun sonsuzluğuni ve onun karşisindaki onemsizluğumuzi körirum. Astronomik olarak kalaksilerun, yilduzlarun, kezegenlerun varluğuni körirum. Meteorolojik olarak pugün havanun çok küzel olacağini körirum. Yilduzlarun konumuna pakarak ta kecenun köri ve saatun uç olduğuni, peni kereksuz yere uyandurduğini körirum. Niye sordun puni pağa? Ha sağa neyi kösteriy?”
Birol yanıtlar:
- “Çadırımızı çalmışlar…”